1- Herkeste olan önemli bir tehlikeden bahsetmek istiyoruz: Kişinin kendisini müstağni; yeterli görmesi ve eleştiri kabul etmemesi.
Bazı insanlar genelde eğitimleri, tecrübeleri, yaşları, akıl ve zeka düzeyleri her ne olursa olsun, her şeyin en iyisini, en doğrusunu kendilerinin bildiğine, en isabetli şekilde düşünüp en doğru adımları attıklarına inanırlar. Kendilerini samimi olarak çok beğenir ve akıllarına çok güvenirler.
2- Bu insanlara herhangi bir konuda eleştiri yapabilmek, fikir verebilmek, öğüt verip eksik yönlerini gösterebilmek pek kolay olmaz.
Çünkü kendilerine anlatılanları anlayabilecek bir tevazu ve açık görüşlülük içinde değildirler. Bu bakış açısı günlük hayatın doğal bir parçası, hatta adeta bir yaşam tarzı haline gelmiştir.
3- Bu nedenle de çoğunluğu ölüme kadar kişiliğini, karakterini, ahlakını, üslup ve davranışlarını neredeyse hiç değiştirmeden yaşar.
İşte “7’sinde neyse 70’inde de odur” sözüyle anlatılan insan karakteri de, bu gibi kimseleri ifade etmek içindir.
4- Her insanın nefsinde bir ‘benlik’ yani ‘kendini sevme’ duygusu vardır.
Nefs eğitilmeden kendi haline bırakıldığında, müstağniyet hissine kapılmak, hemen her insanın karşılaşacağı bir durumdur. Her insan, üslubunu, konuşmasını, aklını, tavrını, mantığını, ahlakını, yürüyüşünü, giyimini, yemesini, içmesini her şeyini beğenir.
5- Elbette ki bir insanın kendine güveninin olması, iyi yönlerini beğenmesi güzel bir tavırdır.
Ama bir şartla; bunun mutlaka bir sınırı olmalıdır: Eğer bu beğenme; kendilerine makul ve akılcı delillerle izah edilen bir eleştiriyle karşılaşıldığında buna olumlu tepki veren bir beğenmeyse, o zaman insanın kendini beğenmesi sorun oluşturmaz.
6- Kim ne derse desin, kulaklarını herşeye kapamış bir beğenme şekli çok tehlikelidir.
Böyle bir durumda kişi, hayatı içerisinde karşılaşacağı olaylardan, insanlardan, konuşmalardan hiçbir ders çıkartamayacak, hiçbirinden istifade edip kendini geliştiremeyecektir. Kendinizdeki eksikleri tespit etmenin bir yolu, eleştiridir.
7- Yapılan tüm eleştirileri “Evet, böyle insanlar da var” diye düşünerek, “Başkalarındaki eksikliklerden bahsediliyor herhalde” mantığıyla dinleyecektir.
Egoistlikten bahsedildiğinde “Ben zaten öyle bir insan değilim, çok fedakarım” diyecek; tembelliğe karşı bir hatırlatma yapıldığında, “Ben her zaman çok çalışkanım zaten” diye düşünecek veya insaniyetsizlik, nezaketsizlik gibi bir tavır söz konusu olduğunda da, “Ben zaten bu konularda çok özenliyimdir” şeklinde bir sonuca varacaktır.
8- En mükemmel ahlaka ulaşmış kimsenin bile, ahlakında açık kalan bir nokta, eksik kalan veya daha iyi olabileceği bir yön mutlaka vardır.
Kendisine eleştiri gözüyle bakıp, ne kadar üstün özellikleri olursa olsun, yine de eksik yönleri olabileceğini düşünen bir insan bu tevazusu sayesinde, hayatı boyunca her karşılaştığı olaydan maksimum fayda sağlar.
9- Bazı kimselere bir eleştiri yapıldığında, kendilerini temize çıkarana kadar açıklama yapmadan rahatlayamazlar.
Hâlbuki olumlu eleştiri her zaman için insana fayda getirir. İnsanın en iyi, en mükemmel olduğu bir konuda bile kendisine gelen bir eleştiriyi sevinçle kabul etmesi gerekir. Ancak söz konusu insanlar, yaptıkları açıklamalarla küçücük bir eleştiriyi dahi çok büyük bir tartışma konusu haline getirirler.
10- Kendi haklılıklarını ve onları eleştiren kişinin haksızlığını ispat edebilme konusunda amansız bir hırsa kapılırlar.
Nefislerindeki açıklama yapma arzusu, bazen bu tarz durumlarda bu gibi kişilerin akıllarının tamamen kapanmasına neden olur. Nefsin, kişinin enaniyet, gurur, öfke gibi hislerini de tetiklemesiyle, ortam çok zorlu bir hal alır.
11- Hep kendilerinden yana, hep kendileri merkezli, hep kendi haklılıkları üzerine kurulu bir dünyada yaşarlar.
Akıllarını, tavırlarını, ahlaklarını çok beğenen ve tavsiyeye kapalı olan bu gibi insanlar, kişiliklerini geliştiremez ve ilerleme kaydedemezler.
12- Yapıcı eleştiri her zaman fayda verir. Asık suratla karşılık vermek, küsmek, bağırmak olgun bir insana yakışmaz.
13- Eleştiri, nefislerine ağır geldiği için, trip atarak karşılık vermek genelde çok alışık olduğumuz bir tavırdır.
14- Bir konuda sen bunu yanlış yapmışsın denildiğinde “o zaman sen yap ben yapmıyorum” sözünü herkes duymuştur.
Halbuki, alçak gönüllü ve kişilikli bir insan bu tavrı kendisine yakıştırmaz. İş yerinizde sizden daha alt konumdaki birinden eleştiri alabiliyorsanız, bu size çok yakışan bir tavır olur. Okulda arkadaşlarınızdan da eleştiri alabiliyorsanız yeterince olgun bir insansınız demektir.
15- Eleştiriye eleştiriyle cevap vermek yapılan en büyük hatalardandır.
Karşı tarafın eksikliğini söyleyerek, sizdeki eksikliğin görünmemesini sağlayamazsınız. Çocukça bir tavır olduğu açıktır.
16- Eleştiri yapan kişinin üslubu yapıcı olmalıdır. O kişinin daha iyiye ulaşmasını düşünerek eleştirmeli ve herkesin içinde yapmamalıdır.
17- Yapılan eleştirileri hayrınıza görüp ve eleştiriye karşı pozitif bir tavırla karşılık vermeniz, size büyük bir kazanç sağlayacaktır. Eleştirileri tek tek düşünüp onlar için neler yapmalıyım diyerek çaba gösterin, kısa sürede kişiliğinizi olumlu yönde değiştirebilirsiniz.
Kaynak: Düşünen İnsanlar İçin