İyi ya da kötü bir karar vermek çok da zor değil. Önemli olan bu kararların doğruluğu. O güne kadar olan yaşantımız, bizi biz yapan özellikler çoğu zaman farkında bile olmadan kararlarımızı belirlemiş oluyor.
Önyargılarımız, yanlış kararlar almamızın en büyük içsel sebeplerinden. Peki nedir bize yanlış kararlar aldıran bu önyargılar?
1) Demirleme sapması: İnsanlar duydukları bilginin ilk kısmına aşırı güven duyar. Örneğin; maaş görüşmelerinde her kim ilk teklifi yaparsa kişilerin aklındaki makul imkan aralığını da o belirler.
2) Bulunabilirlik: İnsanlar kendilerinde mevcut olan bilginin önemini abartıyorlar. Bir kişi sigaranın sağlığa zararlı olmadığını çünkü günde 3 paket içen fakat 100 yaşına kadar yaşayan birini tanıdığını söyleyebilir.
3) Bando vagonu etkisi: Bir insanın bir inancı benimseme olasılığı, o inancı benimseyen sayısına bağlı olarak artıyor. Bu grup düşüncesinin güçlü bir şeklidir ve oturumların genelde verimsiz geçmesinin nedenidir.
4) Kör nokta sapması: Kendi önyargılarınızın farkına varmakta başarısız olmanın kendisi de bir sapmadır. İnsanlar başkalarına kendilerinden çok daha fazla oranda bilişsel ve motivasyonel sapma uyarısı yapar.
5) "Benim seçimim iyidir" sapması: Bir şeyi seçtiğinizde seçiminiz kusurluda olsa onun hakkında olumlu hissetme eğilimindesinizdir. Köpeğiniz sizi ara sıra ısırmış olsa da onun harika olduğunu düşünmeniz gibi.
6) Kümeleme yanılsaması: Rastgele olaylarda belirli desenler görme eğilimidir. Örneğin kumarbazlar rulette sürekli kırmızı gelmesinden sonra kırmızının gelme olasılığının düşük olduğunu zannetmek.
7) Doğrulama sapması: Yalnızca kendi ön kabullerinizi doğrulayan bilgileri dinleme eğilimindesinizdir. Bu iklim değişimi hakkında düzgün bir tartışma olmamasının nedenlerinden bir tanesidir.
8) Muhafazakarlık sapması: İnsanlar yeni delil veya yeni ortaya çıkmış bilgi yerine eski delili destekler. İnsanlar Dünya'nın yuvarlak olduğunu kabullenmekte zorlandılar çünkü Dünya'nın düz olduğunu söyleyen eski inanışlarını koruyorlardı.
9) Bilgi sapması: Çalışmayı etkilemeyen bilgiyi arama eğilimidir. Her zaman daha fazla bilgi daha iyi değildir. İnsanlar çoğu zaman daha az bilgi ile daha doğru tahminler yapabilirler.
10) Devekuşu etkisi: Deve kuşu gibi kafayı kuma gömerek tehlikeli veya olumsuz bilgiyi görmezden gelme kararlılığıdır. Yapılan araştırmalar yatırımcıların kendi hisselerinin değerini kötü pazarlarda önemli ölçüde daha az kontrol ettiklerini ortaya koymuştur.
11) Sonuç sapması: Kararı tam olarak o andaki etkisinden çok sonuca bakarak değerlendirerek vermektir. Kumarda çok fazla kazanmış olmanız, kazandığınız parayla kumar oynamanın mantıklı bir karar olduğu anlamına gelmez.
12) Fazla özgüven: Bazılarımız kendi yeteneklerine çok fazla güven duyuyor ve bu günlük yaşantımızda daha büyük riskler almamıza neden oluyor. Uzmanlar, kendilerinin haklı olduğuna uzman olmayanlara göre daha fazla ikna oluyorlarmış.
13) Plasebo etkisi: Bir şeyin üzerinde bir şeyin belirli bir etki yapacağını kabullenmeniz onun bu etkiyi göstermesine neden olur. Tıpta sahte ilaç alan insanlar genelde gerçek ilaç alan insanlarla aynı psikolojik etkileri yaşar.
14) Yenilik yanlısı sapması: Bir yenilik yanlısı kimse, onun kullanışlılığına fazla değer biçme ve sınırlamalarını hafife alma eğilimindedir. Silikon vadisi tanıdık geldi mi?
15) Yakın zamanda olma: Eski verilere oranla en son verilere daha fazla değer vermektir. Yatırımcılar sıklıkla pazarın her zaman bugün olduğu gibi olacağını düşünüp akılsızca kararlar veriyorlar.
16) Göze çarpma: Bir insanın veya kavramın en kolay fark edilebilir özelliklerine odaklanma eğilimimizdir. Ölüm hakkında düşünürken, istatiksel olarak araba kazasında ölmeniz daha yüksek bir olasılık iken, bir aslan tarafından parçalanmaktan endişe edebilirsiniz.
17) Algıda seçicilik: Dünyayı algılama şeklimizin etkisi ile beklentilerimize olanak tanımaktır. Bir deney amacıyla iki farklı üniversitenin öğrencileri arasında yapılan bir futbol maçında, bir takımın oyuncularının rakip takımın daha fazla kural dışı hareket yaptığını gördüğünü gösteriyor.
18) Klişeleştirme: Bir grup veya insandan kişi hakkında gerçekte bilginiz olmasa da belirli özellikler beklemektir. Bu, yabancıları çabucak dost veya düşman olarak tanımamızı sağlıyor fakat insanlar bunu aşırı kullanma ve istismar etme eğilimindedir.
19) Hayatta kalma sapması: Yalnızca hayatta kalan örneklere odaklanmaktan kaynaklanan hatadır. Bir konumu yanlış değerlendirmemize neden olur. Mesela, bir girişimci olmanın kolay olduğunu düşünebiliriz çünkü onlardan iflas edenleri hiç duymamışızdır.
20) Sıfır risk sapması: Sosyologlar şunu buldu; kesinliği seviyoruz verimsiz olsa da. Riski tamamen ortadan kaldırmak bundan doğacak zararı alma şansının hiç olmaması demektir.