“Şans hazırlıklı olanlara güler.” krizleri sadece yönetilmesi gereken bir risk olarak değil, aynı zamanda kalıcı stratejik avantajlar edinmek için fırsat olarak da değerlendirmek gerekir.
Krizlerin etki, sonuç ve dereceleri farklı olmakla beraber, ekonomide uzun süreli durgunluğa neden olabilir. Küreselleşmenin etkisiyle son yıllarda meydana gelen krizler ülkemizide etkisi altına almış bulunmaktadır.
Şirketler kriz dönemlerinden nasıl minimum düzeyde etkilenerek kurtulabilir ve kriz dönemine ne kadar hazırlıklı olabilir inceleyelim…
Kriz, öncesinde farkına varılamayan,sonrasında yönetilmekte geç kalınan durum olarak tanımlanır. Kelime anlamı her ne kadar olumsuz bir ifadeyi yansıtıyor olasa da kriz dönemlerinde ortaya çıkan yeni ürün veya hizmetler, krizden fırsat yaratan bir çok başarılı şirketler görüyoruz. Dolayısıyla başarıya ulaşmak için sadece ekonomiyi takip etmek değil, sürdürülebilir başarıyı yakalamak için esnek ve çevik olmakta gerekiyor.
Neler yapılabilir konusuna gelecek olursak;
Ortak hedef atamak
Her ne kadar basit görünsede pek çok kişi uygulamayı zor buluyor. Ünlü Amerikalı Ekonomist Joel Kurtzman’a göre ortak amaç; organizasyonun yaratıcı, dinamik ve yenilmez bir “biz” olarak birleştirilmesiyle ortaya çıkıyor ve bu amaç çeyrek rakam hedeflerini tutturmanın ötesine geçiyor. Örnek verecek olursak, Toyota yıllarca tüm çalışanların yetkilendirildiği ve saygı gördüğü bir “ortak amaç” şirketi olarak var oldu. Tesla’nın sürdürülebilir ulaşıma geçişi hızlandırma ve Nasa’nın aya ayak basma amaçları da dünyayı değiştiren önemli örnekler arasında sayılıyor.
Müşteri ihtiyaçlarını farket
Şiketler yapısal olarak değişime adapte olmanın yanı sıra pazarın ve müşterinin ihtiyacını çok çabuk karşılayabilecek farkındalıkta da olmalıdır. Müşteri ihtiyaçlarını belirlemek için kim olduklarını, neyi,ne zaman ve nasıl aldıklarını, ne kadar harcayabileceklerini, neyi alırken daha iyi hissettiklerini vs. düşünmek gerekiyor.
Forbes’in raporuna göre, dünyanın dev teknoloji şirketlerinden birisi olan IBM’in büyümesinin durması ve iflasın eşiğine gelmiş olmasında en önemli etkenlerden birisi müşteri ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaklaşmış olmasıydı. IBM çevik, kararlı ve verimlilik odaklı değişimiyle bu krizden sağ çıkmayı başardı ve pazardaki etkisini hâlâ sürdürüyor.
Kaynakların verimliliğini artır
Sürdürülebilir bir yönetim için kaynakların sonsuz olmadığını bilerek, nasıl daha verimli kullanabileceğimizi zaman zaman gözden geçirmemiz gerekiyor. Çünkü üretimin ve diğer operasyonların farkındalıkla kullanılması, verimliliğin yolunu açıyor. Her bir süreç değerlendirilirken diğer süreçlerle olan etkileşiminin göz önüne alınması ve sürecin bütünleşik olarak yönetilmesi de bu yaklaşımın en önemli parçası. Böylelikle, şirketin vizyonu, misyonu ve değerlerinin hem kendi içinde tutarlı hem de stratejik plan, tanımlanan yol-yöntemlerle, performans göstergeleriyle, hedeflerle uyum içinde olması sağlanıyor.
Esnek olmak
Esnekliği sağlamak, deneyimlerinden sürekli öğrenen bir organizasyonla, açık iletişimle ve uzun vadeli değer yaratacak bir yönetim şekliyle mümkün olabiliyor. İstikrar dönemlerinde bir kaya gibi sağlam ilkeler ve kurallar işe yarayabilir ama değişim dönemlerinde düşüncenin adeta bir su gibi akması ve engelleri bir şekilde aşması gereklidir. Filozof Lao Tzu’nun vurguladığı gibi “Esnekliğin direnci yendiği, herkes tarafından bilinen ama uygulanamayan bir gerçektir.”
Kriz dediğimiz şey aslında dönüm noktasıdır. Bu dönüm noktasını dirençle karşılamak yerine, neyi yanlış yaptığımıza daha yakından bakmak için değerlendirebiliriz. Önemli olan değişim dalgalarını doğru yönlendirerek fırsatları yakalayabilmek.