Bir işletmenin başarısı, büyük ölçüde işletmedeki kişilerin kişilikleri ile ilgilidir.
Çoğu kişi yöneticilerinin yetersizliğinden veya verimsiz çalışan iş arkadaşlarından söz eder. Peki yönetici olarak çalışıyorsan ve astın seni çıldırtıyorsa?
Bu makalemizde girişimcilik bir kişisel bir özellik mi yoksa içinde bulunulan sosyo-ekonomik şartların bir sonucumu olduğunu araştıracağız.
Bugün birazcık farklı ve eğlenceli bir şey yapalım ve kendimizi keşfe çıkalım.
Değişim, yaşamın kaçınılmaz ve kişisel gelişimimizin temel bir parçasıdır.
“Korkuyu yaşamın bir parçası olarak kabul ettim. Özellikle de değişim korkusu...” ERİCA JONG
Hangi ürün veya hizmeti satıyor olursanız olun, işletmenizin sahibi olarak markanız üzerinde kontrol sağlamalısınız
İyi yaşamanın ve başarıya ulaşmanın temelinde günümüz şartlarında sadece zamanı nasıl kullandığımız değil sahip olduğumuz kişisel enerji potansiyelimizi de nasıl kullandığımız çok büyük önem kazanıyor.
Kendimizden ne kadar habersiz olduğumuzu, yazdıklarımızı tekrar okurken anlarız. Paul Walery
Her şey kafanın içinde bir yerlerde biliyorum. Tüm fikirlerinin hepsini bir araya getirsen bile bir şey eksik. Çünkü hala hepsi kafanın içinde. Onları dışarı çıkarmak asıl mesele. Peki bunun yolu ne? ?
Karşınızda ya da yanınızda bulunan kişileri; fikrinize, hayallerinize, yapacaklarınıza kısacası bir şeylere inandırmak istiyorsanız eğer önce kendiniz inanmalısınız. Siz inanırsanız herkes inanır. Yeter ki gerçekten inanmış olun!
Para için çalışırsanız, güç işvereninizde, para sizin için çalışırsa güç sizde olur.
Risk almaktan korkmak doğal. Paniklemek, tereddüt etmek, güvenli alanda kalmayı istemek doğal. Bu konuda yalnız değilsin. Ama ilerlemek için konforunu bozman gerek. Durumu 'basit mod' a alırsan işler daha kolay olabilir.
Her şey güzel ve plana göre tıkır tıkır giderken kafan, etrafın dağılmaya mı başladı? Her şey yığınlar halinde çoğalırken ve yapılmayı beklerken sende isteksiz, odaksız bir şimdi mi var? Sahi şimdin nasıl?
Her şeyi yaptım. Tüm planlarım tıkır tıkır işledi. Hayallerime kavuştum. Peki gerçekten başarılı oldum mu? Başarım devam edecek mi? Ya bundan sonrası? Nasıl anlaşılır tüm bunlar?
Herkes farklı olmanı bekler. Fark yaratman gerektiğini, ancak bu şekilde diğerlerinden sıyrılabileceğini söyler. 'Farklı olan, fark yaratır' inancı ile sana ezberleri boz derler. Peki 'ezber bozmak' ne demek? Hangi ezber ya da kimin ezberi bu bahsi geçen?
Kendini nasıl görüyorsun? Başkaları seni nasıl görüyor? Kendini nasıl görüyorsan, herkes seni öyle görüyor. Kendini tanımlarken dikkatli olmalısın. Önce kendini görmeli sonra göstermelisin.
Herkesin beklediği, beklemekten sıkıldığı, yorulduğu bir fırsat var. 'Ne fırsatmış ama' dedirten durumlar da var. Peki fırsat beklenen bir şey mi yoksa yakalanan bir şey mi?
Başaramadın... Bir yerlerde eksik bir şey var... Yanlış giden bir durum oldu... Hata yaptın... Zarar ettin... Kaybettin... Her şey altüst oldu... Peki şimdi ne olacak?
Gün içinde birçok şey olup bitiyor, hayatımızda ve çevremizde. Hatta dünya genelinde. Tanık olduklarımız ve yaşadıklarımız bazen yorucu olabiliyor. Peki önemli olan ne? Olaylar mı? Bizim olaylara nasıl baktığımız mı?