Start-uplarda, tasarım üzerine şekillenen yeni iş fikirleri ve inovatif süreçler söz konusu olduğunda, girişimci açısından, tasarım hakkı ve tasarım hakkının korunması da hayati önemde olacaktır.
Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. Ürün ise, bilgisayar programları hariç olmak üzere, endüstriyel yolla veya elle üretilen herhangi bir nesnenin yanı sıra birleşik bir ürün veya bu ürünü oluşturan parçalar, ambalaj gibi nesneler, birden çok nesnenin bir arada algılanan sunumları, grafik semboller ve tipografik karakterlerdir. Tasarımda önemli olan, “yeni” ve “ayırt edici niteliğe” sahip olmasıdır.
Bir tasarımın aynısı, kanunda belirtilen tarihlerde dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise (sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri) o tasarım “yeni”; bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim kanunda belirtilen tarihlerde kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarım “ayırt edici niteliğe sahip” kabul edilecektir.
Tasarım eğer 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerine göre tescil edilmiş ise “tescilli tasarım”; ilk kez Türkiye’de kamuya sunulmuş olması hâlinde ise “tescilsiz tasarım” olarak korunur. Tasarım, tasarım sahibinin bilgi eksikliği veya zamanında başvuru yapmaması gibi nedenlerle tescil edilemeyebileceği gibi tescil, tasarımın ait olduğu sektörün doğasının dinamikliği (örneğin teknoloji sektörü, moda endüstrisi, kişiye özel tasarımlar gibi) nedeniyle süre ve pratik nedenlerle de uygulanabilir olmayabilir. Bu nedenle kanun, tasarım ile ilgili olarak, hem tescilli, hem de tescilsiz bir koruma alanı (farklı içerik ve sürelere bağlı olmak kaydıyla) getirmiştir.
Tasarım tescili talebi Türk Patent ve Marka Kurumu’na (“TÜRKPATENT”) yapılır. Tescilli tasarımın korunma süresi başvuru tarihinden itibaren 5 yıldır ve beşer yıllık süreler toplamda 25 yıla kadar uzatılabilir. Tescilsiz tasarımın korunma süresi ise, koruma talep edilen tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten itibaren üç yıldır.
Tescilli tasarım hakkı, hak sahibinin tekelinde olan pek çok hak tanır. Bu bağlamda üçüncü kişilerin, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretmeleri, piyasaya sunmaları, satmaları, ithal etmeleri, ticari amaçlı kullanmaları veya bu amaçlarla elde bulundurmaları ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmaları mümkün değildir. Öyleyse tasarım hakkı sahibinin, her şeyden önce, bu eylemleri engelleme hakkı vardır. Tescilsiz tasarım hakkı sahibinin ise bu hakkı daha sınırlıdır; sadece, korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması hâlinde bu hakları kullanabilir.
Yukarıda yer verilen engelleme haklarının yanı sıra tasarım hakkı sahibinin, başvurunun gaspı ve tasarımın gaspı (tasarım başvurusunun başkası tarafından yapılması, tasarımın başkası adına tescil edilmesi, tescilsiz tasarımın gerçek hak sahibi olmayan bir kişi tarafından kamuya sunulması) hallerinde gasp davalarını açma imkanı da bulunur.
Bu çerçevede, tescilli tasarımların tescilsiz tasarımlara oranla hem daha uzun süreli, hem de daha kapsamlı bir korumaya sahip olduğu, tasarım hakkı sahibine daha geniş hak bahşettiği değerlendirildiğinde, eğer o tasarımın doğası tescile uygun ise (yukarıda sözü edilen pratik nedenler yoksa) vakit kaybetmeden TÜRKPATENT nezdinde gerekli başvuruların yapılması yerinde olacaktır.
Peki, bir girişimin bünyesinde tasarım geliştiren bir çalışan olabileceğiniz gibi girişimin “işveren”i de olmanız mümkün olduğundan bu halde çalışanların tasarımları konusunda durum nedir?
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerine göre, çalışanların bir işletmede yükümlü olduğu faaliyeti gereği gerçekleştirdiği ya da büyük ölçüde işletmenin deneyim ve çalışmalarına dayanarak iş ilişkisi sırasında yaptığı tasarımlar ile öğrencilerin, ücretsiz olarak belirli bir süreye bağlı olmaksızın hizmet gören stajyerlerin ve Yükseköğretim Kanunu’nda belirtilen bazı öğretim elemanlarının bilimsel çalışmalar veya araştırmalar sonucunda gerçekleştirdiği tasarımların hak sahibi, işverenleridir. Ancak sözleşme ile aksinin kararlaştırılması veya işin mahiyetinin öyle gerektirdiğinin tespit edilmesi halinde çalışanın kendisine ait olabilecektir.
Çalışanın, bulunduğu işyerindeki genel faaliyet konusu bilgi ve araçlardan faydalanmak suretiyle yaptığı bazı tasarımlarda ise işveren ancak talep etmesi halinde hak sahibi olabilir. Bu halde, işverenin bir bedel ödemesi gerekir. Bu bedel, çalışanın, yapmış olduğu tasarımın önemi dikkate alınarak tespit edilecek bir bedel üzerindedir. Taraflar bu bedel konusunda anlaşamazlarsa, bedelin mahkeme tarafından tespiti de istenebilir.
Fotoğraf için; https://www.turkpatent.gov.tr/TURKPATENT/resources/temp/293FFE51-B888-4DA7-AE07-3D8E472DB4FA.pdf