Loading

Ufuk Batum: "7 Gün 24 Saat Çalışabilen Girişimci Olabilir"

UFUK BATUM

Yeni başlayanlar için girişimcilik ve girişimciliğin altın kurallarını, bu alanda çeşitli kitapları bulunan Ufuk Batum ile konuştuk. Kendisi aynı zamanda Girişim ve Mentor Ligi (Ventures & Mentors League) kurucusu. Uzun yıllar yurt dışında çalışan Batum, Türkiye'de tecrübelerini aktarmaya devam ediyor. 

Girişimcilik denilince nasıl bir yol izlememiz gerektiğini anlatan Ufuk Batum, "Girişimci, sahada olmalı. İyi bir iş modeli fikri bir probleme çözüm olmalı" diye konuştu. Bu keyifli sohbet ile sizleri baş başa bırakıyorum.

Yeni başlayanlar için girişimcilikten bahsedebilir misiniz?

Türkiye olarak farklı bir pazara sahibiz. Bu da geç sanayileşmiş olduğumuzdan dolayı yeni tanımlar, yeni kavramlar, yeni ekosistemler kurmayı gerektiriyor. Türkiye'de adı girişimcilik ekosistemi olan alanda son 12 yılda gelişme oldu. Yine geç kalınmıştı fakat bazen geç kalınmışlığın bazı avantajları oluyor. Herkesin 50 yılda yaptığını, sen öğrenerek, bakarak 10-15 yılda sağlayabiliyorsun. O nedenle hem Türkiye kendisi hem etki alanı için önemli bir potansiyel. Türkiye genç bir nüfus ve genç nüfusun istihdam sorunu var. Yıllarca denendi kamu istihdamı ile olmuyor. Onun bir sınırı var. Demek ki piyasa kendi kendini geliştirmeli. Kendi ekosistemini kurmalı ve o ekosistem başarılı şirketler çıkaracaktır ben inanıyorum.

Tam da bu noktada Girişimcinin özellikleri nelerdir?

Girişimci dışarıda olur. Evinde, ofisinde bulunanlar kolay kolay girişimci olamaz.

Neden sahada olmalıdır?

Çünkü problemler sahadadır. Ve girişimcinin geliştirdiği iyi iş fikirleri, problem odaklıdır. Bir problemi, bir sorunu yakalar onu çözmeye çalışır. En temel önerim girişimci olmak isteyenlerin sahada olmasıdır. Diğer özelliklerden liderlik önemli. Bir işe, ekibe, sürece liderlik edebilmeli. İyi iletişimci olabilmeli. İletişimde de dinleme sanatı vardır. Yani bir ürünü iyi anlatabilmesinin yanında müşteriyi iyi dinleyebilmelidir. Esnek bir yapısı vardır. Esnek ama kararlı. Kararlı ama inatçı değil. Son olarak girişimci mızmız olmamalı. Az kaynakla engelleri aşabilendir girişimci. Her şeye rağmen umut taşıyana, iyimser olana ben girişimci derim.

Herkes girişimci olabilir mi?

Girişimcilikte mesai 7X24'tür. Genç arkadaşlara duyurmak isterim kadın erkek fark etmez; "Yani ben 9-6 çalışmak istemiyorum, onlar biraz ağır oluyor. Bankada uzun saatler çalışmak istemiyorum, en iyisi kendi şirketimi kurayım da rahat çalışayım" yargısı tamamen yanlış bir yargıdır. Bir girişimin kıt kaynaklar ortamında yaşayabilmesi için muhakkak büyük özveri, disiplin, çalışkanlık gerekir. Ve bu bir yaşam biçimidir. İşle yatarsın işle kalkarsın, hafta sonu bile yoktur. Ta ki o gemiyi sağlıklı şekilde yüzdürebilene kadar. Ondan sonra ekibi biraz büyütüp kadrolar kurabilirsin. Ama o zaman bile tatil planlarını kuramazsın. Onun için girişimcilik tutku işidir. Girişimcilik ekip işidir. Girişimcinin Ekibe inanması lazım. Fikre tapınmaması gerekir mükemmel ürün diye bir şey yoktur. Sen en iyiyi ararken, dur ben piyasaya çıkmayayım, en iyiyi daha yapmadım dersen kaybedersin.

Mentörlük nedir, neden ihtiyaç duyulur?

Tutkulu ve enerjisi yüksek genç girişimciler iş bakımından deneyimsiz oluyor. Tam bu nokta da mentor devreye giriyor. Gençler kendi başına öğrenmeye çalıştıklarında yaptıkları hatalar pahalıya mal olabiliyor. Her işin kendine özel risk alanları olabilir ama bazı ortak riskleri deneyimle paylaşan biri varsa onlara mentor diyoruz. Mentorün anlattıklarıyla bazı temel riskli alanlardan girişimci kendini kurtarabiliyor. Bu sistemin görevi ölüm vadisine düşen oranı düşürmektir. O köprüden geçebileceklerin sayısını artırmaktır. Mentör dediğimiz insanlar; gerek kurumsal yapıda gerek kendi adlarına girişimcilikte düşmüş,kalkmış, para kazanmiş, para kaybetmiş, insan tanımış, network kurmuş kişilerdir. Genelde de bir kuşak farkı olur. Girişimci 20-25 yaşlarındaysa mentorler de 45-50 yaşlarında biraz daha deneyimli insanlar oluyor. Girişimci- Mentor çalışmaları dünyada gelişmiş yapılardır. Türkiye'de biraz anlaşılmadı. Yeni yeni duyulan bir kavram Mentor- menti ilişkisi ama ben gelişeceğini düşünüyorum. Hatta ben tam 3 bin StartUp' a mentorlük yaptım. Ama genelde şöyle oldu; bir şekilde birbirimizi bulduktan sonra mentor olarak ben biraz daha onları kendime çekebildim. İş durumunu mesaj yoluyla, telefon görüşmelerinde veya yüz yüze takip edebildim. Oysa tersi olmalıydı. Menti bunun kıymetini bilmeli ve mentor aramalı. Sorup öğrenerek kendi sentezini çıkarmalı.

Peki, kitlesel fonlama ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Bir proje veya girişime bir çok kişinin küçük meblağlarla destek oldukları sisteme kitlesel fonlama deniyor. Yeni bir ürünü erken kullanmak isteyenlerin olduğu ülkelere baktığımızda hem bireysel tarafta hem kurumsal tarafta çok sayıda "early adopter" vardır. Yani insanlar yeni bir ürünü almak ister. Teknoloji mağazalarında kuyruk olur. İlk ben alacağım, hemen kullanacağım güdüsüyle hareket ederler. Türkiye'de bu biraz zayıftır. Bizim girişimcilikte engellerimizden bir tanesi "Yapamazsın" eleştirisidir. Bizde early adopter'ı bırak bir fikir anlatılınca olmaz tutmaz bu iş anlayışı var. İşte bu kafadan çıkıp "early adopter"a dönüşmemiz lazım. Piyasalar derinleştikçe, kişi başına düşen gelir artıkça, Türkiye'de de öyle bir trend var. Bu sistemin de güçleneceğini düşünüyorum. Şimdi bu ortamda kitle fonlamasının çok iyi çalışacağını söyleyemem. Bir de insanların güveni sahtekarlık yapanlarla sarsıldığı için toplumumuz kitle fonlamasına henüz hazır değil. Belki önümüzdeki 3 yıl içinde gelişecektir.

Türkiye'deki gençleri girişimcilikte başarılı buluyor musunuz?

Türk aile yapısına göre anneler babalar, çocukları için en iyisini düşünmeye gayret ederken eski kalıplarla düşündükleri için gençlere bir engel teşkil ediyor. Mesela sürekli keşke KPSS'ye girseydin, sınavlara hazırlanmadın gibi baskılar kurabiliyor. Tabi öte yandan da herkesin de girişimci olmasına ihtiyaç yok. Bazıları kamuda çalışacak bazıları özel sektör, kurumsalda çalışacak bazıları da kendi işini kuracak. Ama şunu söyleyebilirim; 15 yıldır kurmaya çalıştığımız tam da benim yurt dışından geldiğim zamana denk gelir, benim de çeşitli mecralarda destek verdiğim ekositem 15 yıl boyunca girişimcilik ve inovasyonun önemini bir farkındalık olarak topluma verdi. İkinci bir 15 yıla başlamak üzereyiz. Son 3 yılda çok iyi ekipler, iyi gençler, ne konuştuğunu bilen girişimciler gördüm. Tahmin ediyorum önümüzdeki ikinci 15 yılda biz bol bol meyve toplayacağız. Meyve şu; daha fazla sayıda ayakları yere basan tutulmuş şirket, daha fazla sayıda yatırımcıyla buluşan startup ve bu bakanlığın da hedefleri arasında 2023'e kadar 10 tane Unicorn yani milyar dolar değeri olan şirket ortaya koymak. Daha çok İstihdam yapan şirketler olacak bu anlamda meyve toplayacağız. Türkiye diğer ülkelerin gerisinde değil. Bütün Afrika, Balkanlar, Doğu Avrupa, Rusya, Ukrayna, Orta Asya, Orta Doğu ve Hindistan'a kadar geniş coğrafyanın girişimcilik merkezi olabilir.

Derya BUDAK
Standart Üye / 6 Yazı / 28,9K Okunma

Gazi Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema bölümü mezunu. Girişimci marka sahibi. Kalbi Ege'de, işi Ankara'da, aklı başka yerlerde...


Yorum Yap

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

ya da üye olmadan yorum yap ve onaylanmasını bekle.
ÜST