The Blame Game kitabının yazarı Ben Dattner "Birbirinden hoşlanan insanlar, organizasyonlar başarıda gerekli olan rekabeti yaratamaz diyor." Good Boss, Bad Boss kitabının yazarı olan Prof. Robert Sutton bu fikre katılıyor ve diyor ki, "İnsanları sevmenizi sağlayan bir liste var ve bir grubun etkili olmasını sağlayan da bir liste var. Bu iki listede yer alan maddeler birbirinden çok farklı."
Tüm ekibi evinde verdiğin partiye davet etmek isteyeceğin türden insanlarla doldurmak mümkün değildir ve ideal olanda değildir. Ancak çalışanlardan birinden hoşlanmamak ciddi tehlikeler doğurabilir. Bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde o kişiyi yanlış yönetebilir, adil davranmayabilirsin ya da ekibine sağlayacağı faydaları gözden kaçırabilirsin. İşte bunun için sana bazı yöntemler sunacağız…
1) Durumun Kötü Olduğunu Düşünme
Yaptıkları berbat şakalara dişlerini sıkarak sırıtabilir veya masada ıslık çalmaya başladıklarında yüzünü buruşturabilirsin. Ama içinde bulunduğun bu duygu durumu kötü bir şey olmayabilir. Çekimine katıldığın kişiler muhtemelen sana nazik ve hoş davranan, seni pohpohlayan ancak sana kötü haberleri iletmeyenlerdir. Ancak seni zorlayan ve kışkırtan kişiler aslında yeni iç görüler sağlayan ve başarıyı yükselten çalışanlardır. Sutton "Farklı bakış açılarına sahip olan ve tartışmaktan korkmayan insanlara ihtiyacınız var. Organizasyon aptalca şeyler yapmaktan alıkoyan kişiler tam olarak bu çalışanlardır" diyor.
2) Kendine Odaklan
Hoşlanmadığın birisiyle birlikte saatler çabuk geçmeyebilir. Hayal kırıklıklarını yönetmeyi öğrenmen önemli. Dattner "Kontrol düğmesi onların elinde değil, yalnızca düğmeyi zorluyorlar." diyor ve aşağıdaki soruları kendine yöneltmeni öneriyor:
- Problem kişinin kendisi mi yoksa bana birini mi hatırlatıyor?
- Karşımdaki gibi biri olmaktan mı korkuyorum?
- Sorun yaşadığım bir gurubun üyesi mi?
Duygularını karıştıran nedenleri saptadığında tepkilerini değiştirebilir veya yumuşatabilirsin. Bir kişiden farklı bir kişi olmasını beklemektense bakış açını değiştirmek daha kolaydır.
3) Bozuntuya Verme
Herkes patronunun kendisinden hoşlanmasını ister. Bir çalışan tamamen iyi niyetle bunu sağlamaya çalışsa da bazen işler yolunda gitmeyebilir. Yanlış bir izlenim, yanlış anlaşılmalar istenmeyen sonuçları beraberinde getirebilir. Tüm bu olasılıkları düşünerek pozitif ve profesyonel bir tutum sergilemelisin. Çalışanına karşı duyguların ne yönde olursa olsun adil ve tarafsız olma sorumluluğu sendedir.
4) Olumlunun Peşinde Ol
Hiç kimse yüzde yüz sinir bozucu değildir. Dattner "Yıldızlarınızın eksiklerini aramak ve hoşlanmadıklarınızın zihninizdeki özelliklerini iyileştirmek daha dengeli hareket etmenize yardımcı olabilir." diyor. Kendine sık sık, beceri ve sınırları belirli olan kişiler ekibin yararına daha fazla neler yapabilir, daha başarılı olanlar ek projeler yüklenebilir mi gibi sorular sor. En ufak bir hatada çalışanı yargılamak, üstüne giderek baskı yapmak işleri kolaylaştırmaz. Her zaman yapıcı ve çözümsel yaklaşman gerekir.
5) Önyargılarını Değerlerinin Dışında Tut
Bir çalışan canını sıktığında eğer yeterince profesyonel yaklaşamayacağını düşünüyorsan değerlendirme konusunda diğer yöneticilerden tavsiye al. Yönetici de olsan bir insan olduğunu biliyorsun. Duyguların işe karıştırdığında yanlış kararlar verebilirsin. Değerlendirmenin adil olup olmadığıyla ilgili değerlendirme talep edebilir ve çalışanının güçlü yanlarını bulmak için yardım talep edebilirsin. "Liderlik tek başına bir macera olarak düşünülüp yanlış değerlendiriliyor. Aslında daha çok takım sporu gibi bir şey." Diyor Sutton.
6) Birlikte Daha Fazla Zaman Geçir
Sutton, yapmış olduğu çalışmalar sonucu zor görevlerde işbirliği yapmanın insanlar arasındaki ilişkiyi güçlendirdiğini kanıtlıyor. "Eğer beraber çalışırsanız, Zaman içerisinde onları takdir etmeye başlarsınız." diyor. En zorlu projelerde onları görevlendir veya önemli bir girişimde sağ kolun rolünü ona ver. Daha önemlisi ön yargılı olmamayı unutma.