Ayşe Şule Bilgiç Kimdir?

Bilgiç’in girişimcilik hikayesinin temeli üniversite döneminde başlıyor. Bilgisayar mühendisliği okumak istiyor ancak bunun nasıl bir iş olduğunu bilmediğinden bilgisayar mühendisliği eğitimi almış birini bulup onunla konuşmak istiyor ve bir gün gazetede "Bilgisayar mühendisliği öğrencisinden özel ders" ilanı görerek arıyor. Onunla konuşunca kendisine uygun bir meslek olmadığını görüyor. Yaşadığı bu durumu girişimci adaylarına anlatıyor "Çünkü siz farklı yerlere bakarken bilgi aslında elinizin altında olabilir" diyor.
İletişim fakültesine giriyor ve eğitimi sürerken iletişimin her alanında tecrübe edinmek için harekete geçiyor. Önce halkla ilişkilerde bülten katlamayla başlayan stajyerlik günleri, katlarken okuduğu bültenler ile bir süre sonra yazar konumuna gelmesi, daha sonra yaratıcı beyinler isimli yarışmayı kazanıp gittiği reklam ajansında metin yazarlığı…
Motosiklet tutkusu başlıyor o dönem. Kazanmış olduğu parayla motosiklet alıyor, motosiklet ile ilgili yazılar kaleme almaya başlıyor. Türkiye’yi motosikletle gezdiği bir programı hazırlıyor.
Çocuk Sahibi Olma Arzusu İle Çizgi Film Oluşturma Hayali Başlıyor

Üniversiteyi bitirdiğinde, çalıştığı dönem içerisinde kitle iletişim araçlarının gücünü yaşayıp görerek bir marka yaratmak istiyor. O sırada çocuk sahibi olma arzusunun etkisi ile çocuklarla ilgili bir şey yapma arayışına giriyor. İşte burada devreye Türk çizgi film karakteri yaratma hayali giriyor.
Ayşe Şule Bilgiç bir ön çalışma yaptığını anlatıyor: “9 yıl önceden bahsediyorum. Yetişmiş işgücü yok. 1. bölümün maliyeti 150 bin dolardı. Bir kanalla yaptığım görüşmede bana yabancı çizgi filmlere verdikleri bölüm başına fiyatı önerdiler; 150 dolar... İşte bu nedenle yerli bir çizgi film üretilemiyordu. Ama ben farklı tarafından baktım, ben nasıl onlar gibi 150 dolara mal edebilirim? Yurtdışında birkaç stüdyoyu gezdim. Düşyeri şirketini kurduk. O zaman çocuk kanalı yok. Her bir bölüm için ben, eşim müzisyen Kıraç ve bir generalist ile çalıştık. İnsanlara dokunacak, empati yaratacak bir ürün yarattıktan sonra bunun sürdürülebilir bir iş modeliyle para kazanabileceğini göstermeyi hedefledim.”
Her Bölüm İçin Bir Motosikletini Satmak Zorunda Kalmış

TRT Çocuk Kanalı İle Başlangıç

Tamamen tesadüfi olarak Pepee’nin ilk bölümleri hazırlanırken yerli çizgi film hedefiyle TRT Çocuk kanalı kurulur. Hem de yerli çizgi film yayınlamak hedefiyle... “Doğru zamanda doğru yerde olmak...” diyor Bilgiç. TRT’ye hazır bölüm götüren ilk yerli prodüksiyon olarak hiçbir bağlantısı olmazken kabul edildiklerini çünkü ihtiyaçların kesiştiğini anlatıyor. Ağır şartları olan bir anlaşma ama imzalıyor ve bir efsane yazılmaya başlıyor.
Sıfırdan yaratılan bir sektörde öğrenme maliyetlerinin tamamını üstlenen Düşyeri bu süreç içerisinde üç kez iflas noktasına gelmiş. Bilgiç o günleri şöyle anlatıyor: “En dibi üç kere gördüm. İki buçuk milyon lira borcum vardı. 6 aydır çalışanlarımın maaşını ödeyemiyordum. Büyük bir sınavdı benim için. O zor günlerde bir cips firmasının altı milyon liralık teklifini reddetmek şirketin DNA’sını oluşturdu. Çok çalıştık. Cips lisanslamadık ama zeytin lisansladık. Çikolataya vermedik adımızı ama tahin pekmez lisansladık. Bize talepler geliyordu; 'Yılda çocuğuma 1 kez nevresim alıyorum onu da Pepee’li istiyor bulamıyorum' diye. Bu talebi karşıladık ve düze çıktık.”
"Pepee Zeybek Oynuyor" ile İlk Sıçrama

Ayşe Şule Bilgiç projelerine devam ediyor ve yeni karakterler yaratmayı, düşlediği bir çok çizgi filmi de hayata geçirmeyi amaçlıyor.