Algı yönetimi diye düşündüğümde, aklıma “mantığı, duygu’ya çevirmek” olarak geliyor. Algı’nın , duygular aracılığıyla anlam kazanması ve beyne yerleşmesi ile birlikte bir ikna aracı olduğunu biliyoruz.
Algı yönetmek, iletişimi yönetmektir. Hedef kitlenin, görüşlerini etkilemek için yapılan aktivitelerin tamamını içerir ve somut fikirler oluşmasını hedefler.
Algı yönetiminde uzun vadeli etkiler sağlamak amaçlanıyor. İletişim, algıyı yönetmek, davranış biçimleri oluşturmak ve iş hedeflerine ulaşmak için bir araçtır.
Algı sürecinde öncellikle algılama işlemini başlatan kişi, algılayan kişinin kişiliği, kişisel özellikleri ve geçmişteki yaşamış oldukları deneyimler algı sürecini etkiliyor.
Algı yönetimi için başlangıç noktası doğru konumlandırılmalıyız. Algı, çocukluktan beri gelen kişisel bilgilere bağlıdır. Zaman içerisinde değişir ve yeni gelen bilgilerle sürekli beynimizde yenilenir. Beynimize ne kadar bilgi yüklersek, algı yelpazemizde genişler. Yaşadığımız çevre, teker teker gelen bilgileri bilgi bankasında biriktirir ve bize ‘Algının Vitamini’ olarak sunmaya başlar.
Bu vitaminleri bizlerde beynimizin içinde soru sorarak ve sorgulayarak cesaretleniriz. Algı yönetimi, insanların duygularını yönetirken yönlendirir de.
Algı yönetimi; insanların algılarına etki etmek ve yeri geldiğinde kökünden değiştirme gücüne sahip olmaktır. Algı, yönetilmesi uzun süre devam eden bir çalışmadır. Algıyı siz mi yönetiyorsunuz yoksa algı tarafından mı yönetiliyorsunuz? Eğer doğru soruları sorup gerçek bilgileri algılamıyorsak, başkalarının yarattığı hayatın içinde gezdiğimiz doğrudur.
Algıyı yönetebilmek için, mantık ikna eder, ancak duygular motive eder. İkna yönetimi ve hedef kitlenin rızası alındığında da artık yaratılan etki ya da duygu sahibinin olur. Etik olarak sorun teşkil etmez. Şu anda ünlü kişilerin image - maker olarak kullandığı profesyoneller aslında temsil ettikleri kişilerin kamuoyu nezdindeki algılarını yönetiyor.
Markalar açısından algı yönetimine bakarsak; çalışmamız sürecince oluşturulmaya çalışılan algı ya da duygu kısa dönemli kampanyalarla zedelenmemeli ve sorun yaratılmamalıdır. Asıl istenen algı, duygulara yönelik olmalıdır. Özellikle Firmalar algı yönetimi uygulamalarına önem vermektedir. Sundukları ürün ve hizmetlere ilişkin pozitif yargının oluşmasını ve bunun sürdürülebilmesi için tüketicilerin o ürün ve hizmete için düşüncelerin olumlu bir izlenim kazanması için işletmeler için önemlidir. Bu durum da kurumsal algı ve bunun iyi yönetilmesine işarettir.
Algı yönetiminin hedef kitlesi beynimizin sağ tarafıdır. Algı yöneticileri ikna yöntemi olarak beynimizin tembel ve hayal gücü yüksek kısmına yönelik mesajlar üretirler. Çocukluk döneminize dair neler hatırlıyorsunuz diye sorulduğu zaman insanlar bu nedenle ya çok sevindikleri mutlu oldukları ya da çok üzüldükleri mutsuz oldukları anları hatırlar.
Eğer kalbinizde gerçek cesarete sahipseniz, beyninizde yüreğiniz gibi temiz bilgilerle dolacaktır.
Karşı tarafa da vereceğiniz algı enerjiniz yüksek olacaktır.
Algıyı her zaman açık tutalım.