Yönetimin babası olarak bilinen Peter Drucker 1900’lü yıllardaki söylemleri ve yaklaşımları ile günümüzde hala yöneticilere yön gösteren bir liderdir. Drucker, yönetim şekillerini görev yönetimi, ilişki yönetimi, insan yönetimi, iş yönetimi olarak yükselen bir piramit yaklaşımı ortaya koyuyor. Bir işi başarılı bir şekilde yönetmek için insan yönetiminin iyi yapılması gerektiği, insan yönetimi için de ilişki yönetiminin iyi yapılması gerektiği tezini savunuyor. Doğal olarak her şey görevlerin en iyi şekilde yönetilmesi ile başlıyor.
Hiyerarşik Yapılanma Piramidi
Yukarıdaki piramit hiyerarşik yapılanma düzeninde hangi alanlara odaklanılması gerektiğine dair mesaj veriyor. Birinci seviye yöneticiler görev yönetimi ile insan yönetimine odaklanmalı iken ikinci seviye yöneticiler insan yönetimi ile ilişki yönetimine odaklanmalıdır. İnsan yönetimi çalışanların yönetici olur olmaz gündeme getirdiği en öncelikli konulardan birisidir. Bu sebeple bir yaklaşım ortaya koymak için insana ve insan odaklı yaklaşım sergilemek için de duygulara odaklanarak başlamak gerekir. Çünkü bizler duygularımız ile yaşar, davranır ve kararlar alırız.
Duygular Nasıl Oluşur?
Psikoloji alanındaki çalışmalar, duyguların durumlara karşı oluşan düşüncelerin sonucu olarak doğduğunu belirtiyor. Oluşan bir durum karşısında, farkında olmadığımız kısa bir süre içerisinde durum ile ilgili bir düşünce meydana geliyor ve bu düşünce duygularımızı tetikliyor. Bizler ise durumlara karşı oluşan bu düşüncelerimizden daha çok duygularımızı fark ediyoruz ve bunlar ile yaşıyoruz.
Ekip içerisinde de her kişi çalışmaları sırasına karşılaştığı her duruma karşılık bir duygu yaşıyor.Herkes oluşan aynı duruma karşılık kendi bilgi, birikim ve deneyimleri sonucunda farklı duyguları yaşar. Örneğin; yeni bir yönetici gelmesi durumuna karşılık bir çalışan heyecan duyarken bir diğeri tedirginlik duyabiliyor. Aynı duruma karşılık oluşan bu farklı duygular kişilerin farklı davranmasına sebebiyet veriyor.
İşe değer katmak, inovatif olmak, fark yaratan işler ortaya çıkarmak için rutin işler dışında farklı bir davranış biçimi ortaya konulması gerekiyor. Bu davranış biçiminde insanlar gerçekten istediklerinde, içlerinde bunun için bir heyecan hissettiklerinde ortaya koyuyorlar. Bunun için;
Tanıyın: Ekibinizdeki herkesi birey olarak tanıyın; onları ne mutlu eder, kızdırır, Kendisini ne gergin hissettirir? Stres ile nasıl başa çıkar? Ne zaman panik olur? Bunun için kişiler ile ayrı ayrı zaman geçirin, sohbet edin, durumlar ile ilgili görüşlerini alın.
Farklılıkları kucaklayın: Herkesin farklı farklı özellikleri vardır. Farklı yetkinlikleri, farklı görüşleri, farklı tarzları vardır. Size birileri mutlaka daha yakın gelecektir. Mutlaka dikkat edin, farklılıkları kucaklamalısınız. Ekipteki herkesin yöneticisisiniz, size farklı ve uzak gelse bile onları da kucaklamalısınız.
Duyularını dikkate alın: Sizden farklı duygular yaşıyor olabilirler ve her biri birbirinden farklı duygular yaşıyor olabilir. Duygularını dikkate alın, duygularının altındaki düşünceleri yakalayarak yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırın ve istenmeyen duyguların oluşmasını engelleyin.
Paylaşın: Duygular çok hızlı yayılır; sevinçliyseniz, mutluysanız, üzgünseniz her ne duygu yaşıyorsanız paylaşın. Onların da sizinle paylaşmalarını sağlayın. Paylaşma ortamı oluştuğunda olumsuzlukları fark edip müdahale etme şansınız doğacaktır. Uzun vadede başarılı bir ekip olabilmek için olumsuzlukları gidermeli, olumlu duyguları artırmalısınız.
Açık iletişim kurun: Düşünceler nasılsa duygu ve davranışlar da birbirini ona göre izleyecektir. Açık iletişim ile durumlar detaylıca konuşulmalıdır. Çünkü gri alanlar ne kadar azalırsa insanların istenmeyen düşüncelere yönelme durumu da o kadar azalacaktır. Ne kadar doğru o kadar anlatabilirseniz doğru reaksiyonlar göreceksiniz.