Başarısız olmak... Negatif bir eylem, olumsuz hisler çağrıştırıyor değil mi? İnsanı ruhsal açıdan çok etkileyen ve belki de hayatına yön verme hususunda en büyük belirleyici faktördür başarısız olmak. Ancak unuttuğumuz bir şey var; her olumsuz durum gibi başarısız olmak da nasıl algılandığına, ne şekilde karşılandığına ve değerlendirildiğine göre sonuçlar doğuracaktır. Bazen tam tersi etkiler getirebilir hayatınıza ve "iyi ki başarısız olmuşum" dersiniz.
Olumsuzluktan çıkan olumlu bir sonuç olabilir bu. Eskilerin dediği gibi; " Bardağın dolu tarafını gör biraz da, hep boş tarafla meşgul ediyorsun kendini". Çünkü olumsuz bir duruma adapte olmak, kapılmak ve onunla yaşamak daha güçlü bir çekime sahiptir insanlar için. Hayatta kalma mücadelesi veren bir içgüdüye sahibiz özümüzde, canlı türlerinden biri olarak. Dolayısı ile içgüdülerimiz olumsuzluğa her zaman daha olası bakıyor, diyebiliriz. Buna dair bir refleksimiz var. İşte bu durumu kontrol edebilen, bu durumla barışık olan ve bu durumu iyi çözümleyenler olumsuzlukları olumlu hale getirebilme yeteneğine sahip olanlar. Kendi doğalarını evrimleştirebilenler.
Gözlerimiz bardağı görmeli aslında, dolu tarafını da, boş tarafını da. Yani bir bütün olarak bardağı. Öyle de görüyor zaten. Ancak iletirken beynimize; ruhsal halimiz, öğretilerimiz ve sınırlarımız farklı şekilde algılamamıza sebep oluyor. Boş kısma ya da dolu kısma odaklanıyoruz. Aslında gördüğümüz her iki kısım yani bardağın tamamı. O halde iyi yorumlamak gerek durumu. Burada da analiz edebilme becerileriniz devreye girmelidir. Dolu ve boş tarafı tercih haline getirmelisiniz. Bu sayede olumlu ve olumsuz eylemlerin sonuçlarını dengeleyebilir ve hayatınızı daha dengede ( her açıdan, maddi, manevi ve ruhsal) yaşayabilirsiniz.
Bir insan her zaman başarılı ve her zaman en iyi olamaz. Hayat böyle tek düze akmaz çunkü. İniş ve çıkışları, hatta zikzakları vardır. Çünkü her şey değişir, zaman, durum, mekan, sebep ve sonuç. Her şey ama her şey değişir. Boşuna dememişler; " Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir" diye. Bunu bilerek yola çıkmak gerek. Adımlarınızı bu doğrultuda atmalısınız. Şu bilgiyi de mutlaka cebinizde bulundurun, olumsuzu olumlu yapmak da sizin elinizde. Sonuçta değişim kaçınılmazdır.
Diyelim ki çok başarılı oldunuz, hedefinize, hayalinize ulaştınız. Sonrası?... Bir süre sonra değişmek, ilerlemek ve yenilenmek isteyeceksiniz. Bu yaşamın doğasında var. Sonsuza dek aynı rotada ve durumda kalamazsınız. Bunu ben söylemiyorum, Dünya, doğa, evren, bilim söylüyor. Bu en bilindik gerçek ve birçok gerçeğin de dayanağını oluşturuyor. Dolayısı ile başarısızlık aslında bir ayrıcalık, tükenmişliğin önünde engel olan bir duvar. Çıkış yollarını ve yenilikleri gösteren, değişime imkan tanıyan bir eylem. Tam bir ayrıcalık. Rutini bozan bir enerji taşıyor. Hayatın akışına hizmet ediyor. Ve o da başarıya dair, size ait. Sizin başarısızlığınız. Bence onunla iyi bir diyalog kurabilirseniz, size daha büyük başarılar getirecek ve belki de ilklere imza atacak fikirlere hayat vermenizi sağlayacaktır.
Size " Başarısızlıklarınızdan birer ders çıkarın" demiyorum tabii ki. Böyle bir öğreti de var; ancak benim vurgulamak istediğim bu değil. Bunun bir ayrıcalık olduğunu, yeniliklere kapı açan, ileriye dönük bir eylem olduğunu bilin diyorum. Çünkü hiçbir başarısızlık sizi en başa götürmez. Götüremez. Koşullar değişmiştir artık, ilk yola çıktığınız yerde bile olsanız, orası o yer değildir aslında, zaman, mekan, olasılıklar ve şartlar tamamen farklıdır. Dolayısı ile başlangıç noktanız değişmiştir artık. Yeni bir yerdesinizdir. Başarısızlığın ilk yeni getirisi de budur. Taze bir başlangıç...
İşte görmenizi ve fark etmenizi istediğim durum bu idi. Altını çizmek isterim ki bardağın boş tarafı da, dolu tarafı da bu. İkisinde de değişim, yenilenme, ilerleme kaçınılmaz. "Başarmak için kaç defa başarısız olmam gerekti sayısını unuttum" diye başlayan bir sürü başarı öyküsü var. Başarısızlığın bir gereklilik olduğunu vurguluyorlar. Bense buna ayrıcalık diyorum.
Başarmak için ve hep başarıda kalmak için bu ayrıcalığı kullanın. Başarmak değil, başarısızlık bir ayrıcalıktır. Başarısızlığınızla konuşun, onu iyi analiz edin ve okuyun. Başarı ile sizi tekrar ve tekrar, daha farklı zaman, yer ve koşullarda tanıştıracaktır emin olun.
Unutmayın yürümeyi öğrenirken bile çok düşüp kalktınız. Bacaklarınız bu eylemi yapmak için çok yara aldı. O yaralar sayesinde tecrübe kazandınız ve yürüyebiliyorsunuz. Çünkü her başarısız olduğunuz anı iyi okudunuz, analiz ettiniz ve ona göre tekrar harekete geçerek yeni yöntemler geliştirdiniz. Bunu bebek beyniniz ile yaptınız. Bu yetenek zaten sizde doğuştan var. Onu açığa çıkarın.
Başarısız olmaktan korkmayın, onu sevin ve ayrıcalıklı olduğunuzu görün. Yeter ki başarısızlık da, başarı da size ait olsun...
