Loading

Değerin Ne?

İnsanların sana değer vermesi ya da sana gösterdiği değer neden hayatını etkiliyor? Etrafındakilerin sana yükledikleri anlam çok mu önemli? Ya da ne kadar önemli olmalı? Değerini belirleyen olmalı mı?

Değerlisin çünkü değersin. Kendi değerini kendin ver, başkasına bırakma.

Etraf, çevre, insanlar... Dışarıdan nasıl göründüğün bugünün popüler konusu. Peki bu hayatınız için çok mu önemli gerçekten?

" İnsanlar hakkımda ne düşünüyor?", "Bana değer veriyor mu?"," Onların hayatının neresindeyim?", "Kimse kıymetimi bilmiyor", "Kimse bana değer vermiyor" ve daha birçok soru ve cümleler...

Bu durumun cevabı sizin iyi ya da kötü hissetmenize sebep oluyor. Psikolojinizi ve davranış biçiminizi etkiliyor. Hayata dair vereceğiniz hatta verdiğiniz kararlara bile yön veriyor. Peki bu işe içten baksak nasıl olur? Yani o görmek istediğiniz değeri siz kendinize verseniz, kendinize yine kendiniz değer biçseniz, sizce nasıl olur? 

İnsanlar kendilerini o kadar çok geri plana itiyor ki, etraf, çevre yani dışarıdakiler ve onların tutumları daha önemli hale geliyor. Dışa bağımlı, dışarıya göre yaşama... İnsanın; kendi ülkesinin dışa bağımlı olmasını istemezken, kendini dışarıya bağımlı kılması ne garip bir ironi...

Bu yüzyılın bağımlılığı da bu durum. Kendi değerinizi önce kendiniz bilin. Bunu ben değil, bütün psikologlar söylüyor. Yani sen kendi gözünde nasıl görünüyorsun? Önemli olan bu. Birileri seni görecek, seni fark edecek, sana değer verecek diye normalde yapmayacağın bir şeyi yapmak ya da kendini istemediğin bir hale sokmak ne kadar doğru olabilir? Bir süre sonra içten içe duyduğunuz rahatsızlık ve "bir terslik var bende" dediğiniz durumlar ortaya çıkınca fark edersiniz, kendi gözünüzde değer kaybettiğinizi. 

Daha somut konuşmak gerekirse, örneğin; bir marka sahibi, kendi markasının değerini önce kendi belirler. Onu o kadar iyi sunar ve tanıtır ki, müşterisi tercih eder ve kıymet gösterir. Markasını belirlerken müşteri odaklı görünse de aslında kendi hayalinin, arzusunun bir ürünüdür o. Yani kendinden çıkar, müşteri ikinci plandadır. Kısacası müşteri markaya yön verme ve şekillendirmede önem arz eder. 

Siz de bir markasınız aslında. Hayaliniz; değer görmek, önemsenmek, dikkate alınmak, fark edilmek ise önce siz kendinize değer verin, kendinizi önemseyin, kendinizi dikkate alın ve kendinizi fark edin. Bunları yaptıktan sonra çevreniz, etrafınız yani dikkatini çekmeye çalıştıklarınız, sizin belirlediğiniz çerçevede istediğinizi size verecektir. Kendinizi dışarıda tutarak, dışarıya bağımlı bir "değer" yolunu seçerseniz, dışarısı sizi yüz üstü bıraktığında yıkılırsınız.  Güveniniz zedelenir. Umudunuz kalmaz. Pes edersiniz. Kendinizi değersiz bulursunuz. Ruhsal olarak çıkmaza girersiniz. 

Çünkü tüm kararı etrafınıza bırakmış olursunuz. Onlar da doğal olarak " Ben varsam, sen varsın" politikası ile ilerler ve sizi sömürürler. 

Kendinizi unutmadan hayatınızı yaşayın. Hayatınızı kendiniz yaratın, hayatınızın en önemli anlamı sizsiniz bunu unutmayın. Siz değerinizi belirleyin, insanlar sizi fark etsin. Siz kuralları koyarsanız, insanlar sizi öyle görür ve sınırlarını bilirler. Var olmak için, var olduğunuzu ispat etmeniz gerekir. Maalesef çağımız böyle bir süreç içinde. O nedenle önce kendiniz kendinizi görün. 

Burada küçük bir hatırlatma yapmakta fayda var, bahsettiğimiz durum "ego"ya kapılmak değil elbette ki. Özgüveninizi kaybetmemek ve onu sürekli hale getirmek. Böylece savunma duvarınız kolay yıkılmaz. Pes etmez ve yola devam edersiniz. 

Siz "kendiniz" bir şirketsiniz, bu şirketin patronu sizsiniz. Değerini belirleyen de sizsiniz. Kendinize önce siz sahip çıkmalısınız. Böylece dışarıdakilerin fikirlerini siz şekillendirirsiniz. 

Birilerinin size verdiği önem, sizin kendinize verdiğiniz  önemle doğru orantılı olacaktır. Ama asıl olan kendinize verdiğiniz değerdir. Yalnız kalmak korkusu ise dışarıya sizi odaklı kılan, korkmayın; sizi yalnızlığınıza karşı koruyacak olan çözüm de burada gizlidir.  

Kendi değerini kendin ver; çünkü seni senden başka daha çok önemseyen olamaz. Ruhunun kabını, başkaları için değiştirme, kendin için değiştir ve şekillendir. Karar senin olsun. 

Çimen AKGÜN
Standart Üye / 67 Yazı / 149,6K Okunma

25 Aralık 1985 İzmir iline bağlı Ödemiş ilçesi doğumluyum. Haliç Üniversitesi Tiyatro Bölümü yüksek lisans mezunuyum. Lisansım Uludağ Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi olup, ilk yüksek lisansım ise Adlı Tıp alanıdır. Hukuk dalları üzerine KPSS, SMMM ve Açık öğretim kurslarında 8 sene öğretmenlik yaptım, Adlı Tıp alanında da hukuk üzerine çalışmalar yaptım. Lise hayatımdan beri uğraştığım tiyatro alanında akademik olarak yer almak için 2012 yılında konservatuar sınavlarına girerek bu alanda tezli yüksek lisansımı tamamladım. Kedi sahne sanatları tiyatrosunda oyuncu olarak yer almaktayım. Oyunculuk mesleğim içersinde bir çok tiyatro ve dizi içinde yer aldım. Aynı zamanda da profesyonel dans eğitmeniyim. Yaşam koçluğu, motivasyon koçluğu, kişisel gelişim uzmanlığı ve yaratıcı drama eğitmenliği yapmaktayım. Yazmayı çok seviyorum. Şiir yazan, şarkı sözü yazan, okuyan, araştırmacı bir kişiyim.


Yorum Yap

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

ya da üye olmadan yorum yap ve onaylanmasını bekle.
ÜST