Hayallerinizi gerçekleştirmek için yola çıktınız. Yol uzun, zorlu ve çok kalabalıktı. Çünkü tek yolcu siz değildiniz. Yanınızda yer alanlar da oldu, en az sizin kadar sizin hayallerinizi sahiplendiler, destek oldular ve belki de yolun açılmasında büyük katkıda bulundular. Diğer yandan karşı çıkanlar, karşınıza sürekli bir engel ve set kuranlar da oldu. Onlarla mücadele etmek çok yorucuydu sizin için. Peki şu an neredesiniz? Hayalleriniz ne alemde? Fikirleriniz hayat buldu mu? Sorularınız cevaplandı, sorunlarınız çözüme kavuştu mu? Ya başarı?
Size bu noktada birçok söylemin dışında bir şey söylemek istiyorum. Gerçekleştirmek istediğiniz hayalleriniz ya da fikirleriniz eğer 'siz' olmadıysa yani hayalleriniz demek 'siz' demek, fikirleriniz demek 'siz' demek değilse; kısacası siz, hayallerinizi ve fikirlerinizi kendinizden, kendi benliğinizden ayrı tuttuysanız işte o zaman yolculuğun bitişi çok farklı olacaktır. Başarı elde etmiş olsanız bile bu başarı sizin için tatsız bir yarım olma ya da hep bir eksiklik hissiyatı şeklinde kekremsi bir tat haline dönüşecektir. Bu nedenle başarmak istiyorsanız gerçek anlamda, tam anlamı ile karşılık bulmak istiyorsanız bu yolculukta, o zaman kendinizi gerçekleştirmeye odaklanın. Hayalleriniz ya da fikirleriniz siz kendinizi gerçekleştirebilirseniz hayat bulurlar. İşte o anda başarınıza karşı bir aidiyetlik hisseder ve onunla tam bir bağ kurarsınız.
Bu zamana kadar pek çok başarılı insanın hikayesini okumuş, dinlemiş hatta filmlerden izlemişsinizdir. Şimdi o hikayelere bir geri dönün ve hatırlamaya çalışın. Hikayenin kahramanı olan bu insanlar en başından beri hayallerinin ve fikirlerinin peşinden koşarken 'Feda Ettim' kelimesini mi kullandılar yoksa 'Hak ettim, göze aldım ve kazandım' şeklinde sözcükler mi ifade ettiler? Başarmak için kendinizden bir şeyler kaybetmenize gerek yoktur. Hayat alma ve verme üzerine bir denge kurmuş olsa da, size bir şeyleri sunması sizden bir fedakarlık istemesini gerektirmez. Başarmak, çalışmakla, emekle ilişkilidir. Doğru yolları belirleyebilmek, doğru bağlantılar kurmak ve doğru zamanlamayı hedeflemekle olur. Kendinizden ya da hayatınızdan birçok anı çalarak başarılı olur musunuz, evet. Ama bu başarı yukarıda da bahsettiğim gibi tatsız, eksik olacak ve kendinizle başarınız arasında aidiyet bağınız olmayacaktır. Başarılı insanların 'keşke'leri yoktur. Gerçekten başarmış insanların 'buna değdi'leri vardır. Çünkü yolun başından beri onlar fikir ve hayalleri ile bir bütün olarak hareket etmişlerdir. Onlar zaten bulacakları başarıyı da hayal etmişler ve o hissiyatla ilerlemişlerdir. Hayal edebiliyorsan gerçek kılarsın. Gerçekleşmeyecek bir şeyi hayal edemezsin. Burada bahsetmek istediğim hayalleri besleyen, kendi gerçekliğinizdir. Kendinizi ne kadar dolu dolu yaşarsanız ve kendinizi ne kadar gerçekleştirebilirseniz, başarınız o kadar reel olur ve adınıza bir kitap bile yazılır, hayatınız filmlere konu olur, seyircisi olduğunuz ve belki de ilham aldığınız kişilerden olursunuz siz de.
'Benim amacım bir kitap konusu olmak ya da hayatımın film yapılması değil' dediğinizi duyar gibiyim. Emin olun bu kimsenin amacı değildir. Bu başarınız sonucunda size yönelik gelen bir tekliftir. İlham alınmışsınızdır ve insanlar için bir örnek olmanız kaçınılmazdır. Film ve kitaplar başarının size getirdiği ek bir sonuçtur sadece. Hem bu sayede tekrar hayatınıza bakabilme, hayatınızı okuyabilme şansınız olur. Bu açıdan bile güzel bir hissiyatı var. İnsan içindeyken kendini ve yaptıklarını göremez. Ancak bir örnek olarak hikayeniz karşınızda size anlatılıyorsa, her şeyi bir anda görebilirsiniz; yaptıklarınızı, tüm gerçek kıldığınız hayallerinizi ve hayatınızı. En önemlisi aslında, ilerisi için daha da yapacak olduğunuz şeyleri fark etme şansınız olur.
Başarmak için kendinizden feda etmeyin. Kendinizi gerçekleştirin. Bu sayede başarınız ile bir aidiyet paylaşır ve hissedersiniz. Hayat size ait, zamansa size ödünç verildi. Ödünç aldığınız bu değer, hayatınızı sizden almasın. Zaman size hayatınızı geri vermez çünkü. Kaçırdığınız birçok şeyi tekrar yakalama şansını elde etmeniz, başarma ihtimalinizden bile daha düşük yüzdeye sahip. O nedenle eskilerin bir lafı vardır bu konuya tam uygun düşen; 'Zararın neresinden dönersen kardır.' İşte kaçırdıklarınızı fark ettiğiniz an da yani başarmak için kendinizden verdiğiniz an da bunu fark ederek, durup zamanı kendiniz için kullanmaya yani zarardan dönmeye başlamalısınız ki sizin karınız olabilsin. Zaman sizden çalmasın, buna izin vermeyin. Bu şekilde gelecek olan başarı zaten size ait olan bir başarı olamayacaktır. Daha doğrusu başarı olamayacaktır.
Başarmak bir ödül olmalı, ödünlerin sonucu değil. İşte bu sebeple başarıyı gerçekleştirmeye değil, kendinizi gerçekleştirmeye odaklanarak yola çıkmalısınız. Her zaman kendinizi gerçekleştirin. Bu sayede kendi hikayenizi siz yazmış, filminizin senaryosunu da siz yazmış olursunuz.
Sizin hakkınızda yazılacak ya da sizin bizzat yazacağınız bir kitap düşünün? Bu kitabın adının ne olmasını isterdiniz? Bu kitabın türü ne olurdu? Bir biyografi mi yoksa masal mı? Siz bir masal kahramanı olarak mı yer alırdınız bu kitapta? Kitabınız çok satanlar listesinde yer alır mıydı? Bütün bu sorulara cevabınız vardır eminim. Bu cevaplar sizi gülümsetsin istiyorsanız kendi hikayenize sahip çıkın derim. Çevrenizdekiler de dahil olmak üzere hayatınızı hedeflerinizin önünde tutun. Hedeflerinizin gerisinde değil.
Unutmayın kendinize rağmen başaramazsınız, kendinizle birlikte başarabilirsiniz...
