Her gün birilerine kendimizi tanıtıyoruz. Peki ya kendimizi ne kadar tanıyoruz? Kendinizle tanışmayı atladınız mı yoksa? O halde hemen kendinizle tanışın, şimdi bu satırları okur okumaz. Ama dürüst olun kendinize. Bir ayna işinize yarayabilir bu noktada. Yüzünüze bakın, gözlerinize, konuşurken yüzünüzün aldığı şekle bakın. Sonra hüzünlü, sevinçli, kızgın, sinirli, ağlayan, şaşıran vb. duygu durum ifadelerinize bakın. Zaman sınırı koymayın kendinize bunları yaparken. Kendinizle konuşun. Kendinizi inceleyin. Beden dilinizi inceleyin, sesinizi, konuşma tarzınızı inceleyin. Dışarıdan nasıl göründüğünüzü ya da algılandığınızı fark edin. Bu bölümü tamamladıktan sonra bir kağıt kalem alın ve başlayın kendinizle ilgili kişisel sorulara.
Bir çoğunuz hatırlayacaktır, ilk okul sıralarında arkadaşlarınıza yazdırdığınız hatıra defterleri vardı, işte o defterlerdeki sorular gibi soru sorun kendinize. Hangi yemeği severim, hangi rengi severim, hangi filmi severim, hangi meyveyi severim, hangi hayvandan korkarım, hangi renkten hoşlanmam vb. şekillerde sorular sorun. Yine sınırlamayın kendinizi, soru sayısı sınırsız. Bilmediğiniz ya da emin olamadığınız cevaplar çıkıyorsa eğer telaşa gerek yok yalnız değilsiniz. Bir çok insan aslında bu çalışma esnasında kendi ile yüzleşiyor ve bir başkasının, ailesinin ya da çevresinin etkisi altında kaldığını ve kendisinin esas beğenilerini açık etmediğini ya da fark etmediğini anlıyor.
Bu çalışmaları yaparken kendinize dürüst olmanız çok önemli. O zaman gerçek siz ile tanışabilir ve bundan sonraki hayatınıza dair daha doğru ve sizi mutlu edecek kararlar verebilirsiniz. Kendinizi tanımak paha biçilemez bir şeydir. Kıymetinizin farkına önce siz varın, sonra karşınızdakiler ve çevrenizdekiler de fark edecektir. Daha siz kendinizi tanımıyorken, başka birinin sizi tanımasını ve anlamasını nasıl bekleyebilirsiniz ki? Haydi o zaman, kendinizle tanışma zamanı. Başlayın, emin olun çok eğlenecek ve kendinizin rehberi olacaksınız.